Yenidoğan bebeğe verilebilecek en mükemmel içerikli besin kendi annesinin sütüdür. Anne sütü almak sadece beslenme demek olmayıp hem bebek hem de anne için ruhsal ve kültürel bir olgudur. Doğumdan sonra anne sütüyle beslenenler enfektif ve alerjik hastalıklara daha az yakalanırlar. İlk dört-altı ayda anne sütüyle birlikte verilen maddeler, buna su da dahil, anne sütünden yeterince yararlanmayı engeller.
Teorik olarak anne sütünün yetmezliği söz konusu değildir, pratikte de ikiz bebeklerin dahi sadece anne sütü ile dört-altı ay beslenebildiklerini görürüz. Ancak uygulamalarda yapılacak hatalar veya anneden kaynaklanacak tıbbi nedenler sonucu süt yapımı azalabilir. Her sağlıklı bebek de refleks olarak emmesini bilerek dünyaya gelir.
Eğer anne sütü gerçekten yetersiz ise ilk aylarda mama takviyesi yapılmalıdır. Bebek öncelikle emzirilmeli daha sonra alabildiği kadar mama verilmelidir. Ancak bu bilginin çoğunlukla yanlış kullanılarak anne sütünün yeterli olduğu bebeklere de mama başlandığını, buna gerekçe olarak da bebeğin yeterince tartı alamadığının belirtildiğini pratikte görmekteyiz, oysa tartısını aldığımızda bu bebeklerin çoğunun çizelgede aylarına göre ileride olduğunu görürüz. Nasıl gereksiz ilaç alımı birey için gereksiz risk ise, gereksiz mama da öyledir. O yüzden mama başlanmasına hekim kontrolünde karar verilmelidir. Mamalar bebek beslenmesinde inek sütüne göre avantaj sağlasa da henüz anne sütünün mükemmelliğini yakalamış değildir.
Anne sütü ekonomiktir, hazırlama ve saklama gerektirmez. Her koşulda verilebilir. Sağılarak temiz biberonda, oda ısısında bile saklanan anne sütü altı-sekiz saat bozulmadan kalır. Daha uzun saklanmak istenirse buzdolabında 24 saat, buzlukta 1 ay, derin dondurucuda 6-12 ay etkinliğini korur. Kaynamış temiz veya steril kaplarda saklama özellikle çalışan anneler için gerekli olmaktadır. Saklanan sütler kullanılmak istendiğinde benmari usulü ısıtılarak bebeğe verilir.
Anne sütü ile beslenen bebekler, her beslenmeden sonra sarı, sulu dışkılarlar, bu durum yanlışlıkla ishal olarak nitelendirilebilir, ancak dışarıdan bir şey verilmeyen bebeğin enfektif ishal olması çok zordur. Bu durum çok normal ve değerlidir, o yüzden bu dışkının rengi altına benzetilir.
Emzirmede önemli noktalar:
– Emzirmeden önce acil işler bitirilmeli; örneğin ocakta yemek olmamalı, tuvalet ihtiyacı giderilmeli
– Eller önce sabunlu su ile yıkanmalı.
– Rahat bir pozisyon alınmalı, mümkünse bir koltuk tercih edilmeli.
– Meme başı kaynamış ılık suyla veya %5’lik karbonatlı su ile silinmeli, meme başının dışarı doğru çıkık olması için meme ucu iki parmakla tutulup masaj yapılmalıdır.
– Bebeğin altı temiz olmalıdır, bebek emerken meme başının kahverengi kısmının tamamını ağzına almalıdır, bebeğin burnunun açık tutulması uğruna memeye üstten baskı yapmak hem süt kanallarını tıkar, hem de memenin sadece ucu emzirileceği için çatlaklara yol açar. O yüzden sadece bebeğin rahat nefes alıp almadığına bakılmalıdır, bebekler emerken kendi başlarını oynatarak solunumlarını sağlarlar.
– Her beslenmede her iki memede emzirilmelidir. Devamlı olarak 10-15 dakika emme bir memeyi boşaltmaya yetecek süredir.
– Emzirme bittikten sonra bebek dik olarak anne omzuna yatırılmalı ve sırtına hafif masaj yapılarak gazı çıkarılmalıdır. Bir defa geğirdikten sonra tüm gazın çıktığı sanılmamalıdır. Bu nedenle yatağa yatırıldıktan sonra da, sağ yanına veya yüzükoyun yatırılmalıdır.
– Süt salgısı arttıran belirli bir besin veya seçilmiş vakalar haricinde verilebilecek bir ilaç yoktur. Annenin susuz kalmaması ve psikolojik durumu önemlidir. Bu açıdan sulu gıdalar, dinlenme yararlıdır.
– Emziren anne alacağı ilaçlara dikkat etmelidir. Süt ile ilaçlar bebeğe geçebilir. Anne sütü vazgeçemediğimiz gıda olduğundan, süte geçen ilacın bebeğe zararı olup olmadığı incelenerek, süt verilmesi veya verilmemesine karar verilir. Süt vermeme kararı genellikle geçici tutulmaya çalışılarak bu arada anne memesinin boşaltılmasına çalışılır.
– Bebek yeni doğduğunda açlığa bağlı her huzursuzluğunda, ortalama günde 8-10 kez, takip eden günlerde 6-8 kez anne sütü verilir.